Sefer Selvi Karikatürü |
Maldivler’e tatile gidenler, Monaco’da yediği ıstakozla fotoğraf çektirip verdiği “ıstAKPoz”u sosyal medya platformlarında paylaşanlar, yarım milyonluk kol saati ile “biz bu milletin ta kendisiyiz” diye mesaj atanlar, günübirlik ülke gezmesine çıkanlar... Ne kadar ilerledik, farkında mısınız? Hamdolsun, bunların herbiri artık birer vaka-yı adiye oldu. Her ay bir buçuk milyon maaş verilerek uçuşlara geçen kurum genel müdürlerimiz var, daha ne olsun...
Tamam, bu imkanlar şimdilik sokaktaki vatandaşa yansımadı. Kimi vatandaşlar bir ay boyunca çalışıp kazandıkları para ile anca önceki ayın kredi kartı borcunu ödeyip parasız kalıyor. Kimi kredi kartının sadece asgari ödeme kısmını ödemeye takat bulabiliyor. İşsiz, ekmeksiz insanlar TÜİK hesaplamalarına pek girmediği için tam olarak onların sayısını bilmiyoruz. Ama olsun, inanıyoruz ki verginin tabana yayılması gibi itibar da tabana peyderpey yayılacak ve halka yansıyacak bir gün. Bu yüzyılda olması şart değil, acele etmeyelim.
Pek kıymetli bakan “itibarpenahları”, milletvekili “gösterişmeapları” ve yağlı-ballı makam-mevki jestleriyle ödüllendirilen yandaş “maaş-jesteleri” gibi hazretlerin bütün bir millet adına öncülük edip, böylesi nimetlerin şükrünü eda etme fırsatını yakalamaları sebebiyle bunlara “vaka-yı AKiye” diyebiliriz.
Denge ve denetim mekanizmalarından yoksun, sınırsız denebilecek yetki sahibi ve herhangi bir olumsuzluk durumunda her daim sorumluluğu kendisine yükleyebileceği günah keçileri bulma avantajına sahip yöneticilerin, seçerek kendisini taltif ettiği memurları da ondan aşağı kalmaz tabii... Binlerce metrekarelik yönetici makam katları en pahalı ve renkli mobilyalarla tefriş edilir. Makam odalarının içerisinde lüks ve şatafatı ön planda olan özel banyolar konulur. Bir belediye başkanı veya resmi bir kurumun genel müdürü, yönetim kurulu üyesi veya daire başkanı gibi makamlarda bulunanlar, makamlarında neden banyo bulundurmak ihtiyacı hissederler, demeyin. Her an bir üst amir ziyarete gelebilir, vatandaşlar dileklerini ulaştırmak için makam kapısına dayanabilir. Onların karşısına pir ü pak çıkmasın mı yöneticilerimiz? “Küçük bir duşakabin işlerini görmüyor mu? Gösterişli banyolarını kim görebiliyor ki onunla hava bassınlar?” derseniz, bunu ben de merak ediyorum!
Yerel ve sıradan halk, vaka-yi AKiye örneklerini gördükçe huysuzlandı. Sosyal medya, ıstakoz, Maldivler tatili, Rolex saat ve lüks belediye banyolarına verilen tepkilerle doldu taştı. Tepkilerin büyümesiyle ikinci bir “vak’a-yı vakvakiye” yaşamak istemeyen bazı partililer de tavırlarını ortaya koydu. Ellerindeki imkanları kaybetmek istemeyen “Devrin Muhafızları”, partili ve partiye yakın kişilerin nasıl olup da zenginleştiğini sorgulamak yerine yaşadıkları bu debdebeli hayatı insanların gözüne neden sokarcasına paylaştıklarına kızdılar. Gözüne sokulan insanlar bu paylaşımları nasıl görmüşler acaba? Telefon ve bilgisayarı olmayan görebilir mi? Fakir denebilir mi bu halka bilemiyorum, çıkarsınlar bakalım telefonlarını...
Aslında bakarsanız, restoran, otel ve ev fiyatlarında dünya standartlarını yakaladık. İnanın, dolar ve euro bazında burada yediğimiz yemek ile yurtışındaki fiyatlar neredeyse aynı gibi. Hatta bizden daha ucuz ülkeler bile var. Ne kadar gururlansak az... Problem yaşayanlar, yurtdışındakiler kadar kazanamayan insanlar. Her şeyi de devletten beklemeyin kardeşim, daha çok çalışıp kazancınızı artırmaya bakın...
Link: https://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/vaka-yi-akiye_596339