İbrahim Özdabak Karikatürü |
Necip milletimizin “paketvekili” göreviyle şereflendirdiği bir grup insan olarak, ne iş yaptığımızın kamu nezdinde tam olarak anlaşılmaması üzerine, vazifemizle alakalı birtakım tavzihatta bulunma ihtiyacı hissettik.
Efendim, bizler paketvekilleri olarak esasen millet ve külliye arasında bir köprü vazifesi görüyoruz. Külliyemizin hazırladığı güzel paketleri alıp millete ulaştırıyoruz. Paketlerin içerisine bakmak ve onları incelemekle vakit kaybetmiyoruz. Zira içerisindekini değiştirecek durumda olmadığımızdan bakmamızın bir anlamı da olmaz.
Taşıdığımız paketlerden misaller vermek gerekirse:
· Kamuda tasarruf paketi
· Eğitimde reform paketi
· Sağlıkta devrim paketi
· Ekonomide teşvik paketi-1 (konut kredisi oranlarını düşürme paketi)
· Ekonomide teşvik paketi-2 (ilki rağbet görmeyince, ikinci el konutlar da dahil edildi)
· Aynı yılın üçüncü ekonomik teşvik paketi (hay Allah, millet oranları beğenmedi herhalde, biraz daha düşürelim bakalım)
· Pandemiyle mücadele noktasında konut kredileri ile müteahhitleri yaşatma paketi
· Deprem etkisiyle sarsılan inşaat sektörünü canlandırmak için konut kredisi paketi
· Orman yangınları sonrası piyasayı ateşleme maksatlı konut kredisi paketi
· Sel ile boğulan sektörlere hayat suyu verecek konut kredisi paketi
· Fırtına ve kasırgaların yıkıcı etkisini yok etmek için nefes kredisi
· Maden göçüğü felaketi sonrası hayata dönüş projesi (ismi şaşırtmasın aslında bu da bir konut kredisi teşvik paketi)
· Heyelan sebebiyle piyasaların üzerine serpilen ölü toprağını atmak için konut kredisi yardım paketi
· Enflasyonla mücadele için konut kredisi teşvikleri paketi
· Ortada hiçbir sebep yoksa bile konut teşvik paketi
· Kentsel dönüşüm için kredi teşvik paketi
· Yeniden kamuda tasarruf paketi
· Yine yargı paketi
İşimiz nakliye olduğu için bize “nakil adamlar” diyenler de var. Vazifemizin temeli “götürmek” üzerine kurulmuş olduğundan “Götür” uygulamasını kullanıyoruz. Bu arada, götürmek demişken misyonumuzu “Nakli-ye” şeklinde okuyanlar da olmuyor değil. Bir filminde pizza kuryeliği yapan Recep İvedik karakteri gibi, taşıdıkları paketlerdeki “promasyon”u yoldayken yiyen arkadaşlarımız da çıkabiliyor ama sizi temin ederim, asıl paketlere kimse dokunmuyor. Hatta diyebilirim ki “Adamlar yiyor ama çalışıyor” sözü bunun üzerine söylenmiş olabilir.
Paketlerimiz genelde “adrese teslim” şeklinde hazırlandığından işimiz kolay. Ancak bazı paketlerin üzerinde adres yazılmamışsa iş “götüren” arkadaşımızın ferasetine kalıyor. Paket işinin bir başka güzelliği de paketlerin muhafazalı olup içini göstermemesidir. İlgilisi hariç kimse içinde ne olduğunu umursamaz. Bu sebeple günün herhangi bir saatinde taşınabilir. Müteahhit -düzeltiyorum- alıcılar da birbirinin paketine sulanmaz, herkes edebiyle kendi paketini bekler.
Bir de umumu ilgilendiren “torba kasalar” var. Bizim için büyük torbaları taşımak daha kolay ama torbalarımız şeffaf naylon olduğundan içindekileri gösterme özellikleri var. Bu da zaman zaman tartışmalara sebebiyet verebiliyor. Vay efendim, o hususun bu torba içerisinde işi neymiş, şu ne işe yarayacakmış diyerek, kamuoyu günlerce torba kasaları konuşabilir. Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum, torbaları daha çok gece yarılarında geçiririz. “Kimseler görmeden, yar oy yar oy, geç gizli gizli” türküsü eşliğinde kimseyi görmeden ve kimseye görünmeden halletmek en güzeli.
Herhangi bir konuda eleştiri babında düşünceleriniz varsa, onları dillendirebilmeniz için son günler. Yeni yargı paketi ile birlikte, o düşünceler artık sadece zihninizde paketli kalacak. Netekim, her kafadan ayrı bir ses çıksın da eski Türkiye’ye mi dönelim?
Link: https://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/paketvekilleri_597781