Bu Blogda Ara

Arşiv

KKM, Faiz ve Ekonomi

 

KKM Faiz ve Ekonomi
İbrahim Özdabak Karikatürü

Kuru korumak için getirilen ve parasını pul ettiği fakir kulu korumayan KKM (Kur Korumalı Mevduat) ile ilgili yeni düzenlemeler yapıldı. Merkez Bankası, bankalara KKM’den çıkışlar için hedefler verdi. Bankaların mevduat sahiplerine “Vadesi dolan çıksın beyler, Merkez Ban’kasıyor” duyurusu yapması bekleniyor.

Zamanında uzmanlar KKM ile ilgili uyarılarını yaptı, sakıncalarını dile getirdi ama harekete geçmek için sistemin üç buçuk trilyon liraya yaklaşan büyüklüğü ile ekonomide devasa bir bataklık çukur açması beklendi galiba. “Ne yapıp etmeli, kuru korumalı” noktasından “çukuru kurutmalı” seviyesine gelindi sonunda.

Gelindi gelinmesine de, bankaların bu konuda tuzu kuru. Faiz farkının önemli bir kısmını devlet karşılıyordu. Nitekim, bankalar dönüş için kampanya düzenlemeye başlamadılar bile. Merkez Bankası da buna mukabil “faizi ilk ben artırmış olayım, diğer bankalar da bana bakıp örnek alsın” diyerek politika faizlerini mevcut iktidar tarihindeki en yüksek noktaya taşıdı. En yüksek nokta dediğimiz yer de, açıklanan rakamlarına halkın inanmadığı enflasyon oranının çok altında kalıyor. Sırayla bankalar % 50’lere dayanan faiz kampanyaları yürütmeye başladığında iktidar faizleri biz yükseltmedik ki, hepsi bankaların işi deyip sıyrılabilecek.

Kötüye giden hiçbir meselenin sorumlusu iktidar değil zaten. Ekonomi ile ilgili görüşlerini anlatan Erdoğan “Dünyanın en büyük ekonomisi olma hedefinde olan bizler için 2053 ve 2071 yılı hedefleri hayal değil. Türkiye'yi faiz ve enflasyon cenderesinde tutmak isteyenlerle boğuşarak bugüne geldik. Ekonomide yaşadığımız sıkıntıların çok önemli kısmı iktisadi değil, siyasi saikle hayata geçirilen oyunların ürünüydü“ dedi. Anlayacağınız, yine dış güçler devredeymiş.

Keza, emekli maaşları için de “Emeklilerle ilgili de ayrıca Bakanlığımız çalışmalarını sürdürüyor. Memurlarımıza bu zam gelirken, emeklilerimize hiçbir şeyin gelmemesi olacak bir şey değil. Onları da inşallah memnun edecek adımları atacağız” dedi. Allah Allah, emeklileri kim unuttu acaba...

Bir emlakçıyı hatırladım nedense: Yıllar önce, ev ararken internette bütçemize uygun bir ev ilanı görmüştük. Emlakçıya uzak bir mevkide oturduğumuz için ilandaki ev durmuyorsa boşuna gitmeyelim diye, ilanı veren emlakçıyı arayıp ilanın hala geçerli olup olmadığını sorduk. İlanın geçerli olduğu bilgisine istinaden maaile emlakçıya gittik. Falanca caddedeki evi görmeye geldik dediğimizde o konumda bir ilanları olmadığını söylediler. Telefonda teyit aldığımız için geldiimizi ifade ettik. Yine de hangi ev hakkında konuştuğumuzu anlamıyor gibiydiler. Bunun üzerine ilan sayfasını açıp ilgili ilanı gösterdiğimizde adamlar güldü, o evin haritada işaretlenen adreste olmadığını söylediler. Bizimle ilgilenen danışman “O mevkide bu fiyata ev verirler mi adama?” dedi. Sonraki mükâlememiz şu şekilde cereyan etti:

Ben: “Ev çok farklı bir adreste ise ilanda neden burası görünüyor?”

Emlakçı: “Abi, öyle gösterip milleti kandırıyorlar maalesef”

Ben: “Kandırıyorlar dediğiniz kim? İlanı siz girmediniz mi?”

Emlakçı: “Bu bölgede tam 2000 emlakçı var, hepsi böyle yapıyor”

Bir şekilde müşteriyi kandırıp dükkana getirtmekmiş maksatları.

Kandırmak demişken aklıma geldi; geçen hafta, yapay zeka marifetiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sesini taklit ederek insanlardan para isteyen bir dolandırıcı yakalandı. Bu vesileyle hatırlatalım: Kendisini devlet görevlisi, bir konunun uzmanı veya dinin temsilcisi gibi tanıtıp sizden geleceğinizi çalmak isteyen kişilere itibar etmeyiniz...

Link:  https://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/kkm-faiz-ve-ekonomi_586757

Ha Babam Harca Sınıfı

 

Ha Babam Harca Sınıfı

Ekonomide işler gayet yolunda gidiyordu. Amerika ve Avrupa kıtaları düşüşteyken biz dünyanın yeni lideri olmuştuk. Havaalanlarımız Almanları kıskandırıyor, büyüme oranlarımız İngiltere’yi çatlatıyordu. Gönül coğrafyamız ellerini açmış bize bakıyordu. Hepsine yetiyorduk maşallah...

Sadece dindaşlarımıza değil ha, Afrika ülkelerine de insani yardım gönderiyorduk. Hatta, bir keresinde Venezuela’ya el bagajı içerisinde maske ve korona yardım kitleri götüren, usul-erkân bilen fedakâr vatandaşlarımız oldu.

Her günümüz bir öncekinden daha iyi giderken ne oldu da kendimizi enflasyon ile boğuşurken bulduk anlamıyorum. Kesin, nazar değdi bize, ben söyleyeyim! Tabii, kırk yıl öncesinin parlamenter sistem hükümetlerinin etkisini de unutmamak gerekir. Neler yaptılarsa artık, hala kendimize gelemedik. Dün IMF’ye borç veren bir ülke iken bugün Suudi Arabistan Maliye Bakanı bizi kırılgan ve savunmasız ülkeler arasında sayıp bize yardım edilmesi gerektiğini söyledi, iyi mi?

Muhalefetin de suçu büyük bu tabloda. Bütün muhalefetin bir araya toplanmasına ne gerek vardı... Toplanıp ne yaptılar, memura emekliye insani şartlarda maaş vermeyi taahhüt ettiler! Toplumsal baskı yapıp EYT için kanun çıkarttırdılar. Çıta o kadar yükseldi ki para yetişmez oldu hiçbir şeye.

Kasalarda paralar bitti. Emekli maaşlarının bir kısmı hazine tarafından karşılanıyor. Dövizi sabit tutmak için icad edilen Kur Korumalı Mevduat sisteminin fark ödemeleri Merkez Bankası’na devredildi. Kalmayan para ile ödeme yapılamayacağına göre para basılacak ve enflasyon şahlanacak demektir. Zenginin TL olarak tuttuğu ve dövize endeksli parasının korunması için gerekli olan maliyet fakir halkın sırtından çıkacak. Seçim sonrası yapılan ek bütçede aslan payını vergilerden gelen dilim oluşturuyordu. İğneden ipliğe her şeyin vergisi arttı, üretim maliyetleri katlandı. Artan fiyatlardan en çok etkilenen sınıf yine sade vatandaş.

Vatandaş daha çok vergi verirken, cebindeki parası durduğu yerde an be an erirken, çalışıp biriktirdiği para ile değil ev, araba bile almayı hayal edemiyorken, aylık ödenen kiralar ortalaması asgari ücretin üzerinde seyrediyorken... “Ha Babam Harca” sınıfı ise itibardan tasarruf etmeme işine istikrarla devam ediyor. Tasarruf genelgesi yayınlanıp bütün devlet kurumlarına tebliğ edilmişken, temsil ağırlama masrafları tavan yapmış, makam araçları alımı ise hız kesmeme konusunda ısrarlı. Cumhurbaşkanlığı tarafından kullanılan örtülü ödenekte yedi aylık toplam harcama 2.8 milyar TL’ye ulaşmış. Sadece Temmuz ayı harcamasının bir milyar liraya dayandığı yazılıyor.

Özel Çamlıca Ülkesi’nin Ha Babam Harca sınıfında işleri yoluna koyması için “Mehmet Hoca” ile “Hafize Ana” göreve getirildi ama seçime endeksli hesaplarla ekonomiyi ne kadar rasyonel bir zemine oturtabilecekleri meçhul. Kendilerine verilen yetkiler ve onlardan beklenen sorumluluklar uyumlu olabilecek mi göreceğiz. Şimdilik görünen, mahalli seçimleri etkileyecek acılıkta reçetelerin uygulanmasının tehir edildiği. Asıl acı reçete 2024 Mart seçimlerinden sonra bekleniyor.

Ha Babam Harca sınıfı edebiyat dersi için iki replik bırakalım:

“İtibardan tasarrufu olmayan iktidar, damda faytonla dolaşır”

“Tasarruf tedbirleri geliyor, ört harcamaların üstünü, yorgaaan yorgan üstüne”

Link: https://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/ha-babam-harca-sinifi_586490

 

Hülasa Sesleniş

 

Hülasa Sesleniş
İbrahim Özdabak Karikatürü

Kıymetli kardeşlerim,

Malumunuz olduğu üzere, ceza infaz kanununda düzenleme yaptık. Bazı mahfiller her şeye itiraz ettikleri gibi buna da bir kulp uydurdular. Neymiş, cezaevindeki insanları cezaları bitmediği halde dışarı çıkarıyormuşuz!

Evvela, şunu hatırlatayım: İnfaz kelimesindeki n harfini çıkarırsanız kalan harflerle “faiz” yazabilirsiniz. Faizin sebep olduğunu söylemeye gerek yok herhalde... Ben kriminolojistim ve iddia ediyorum ki infaz sebep, suç enflasyonu ise sonuçtur. Ceza infazı yaptığımız sürece suçlar artacaktır. Bundan dolayı, neo klasik ceza düşüncesinden hapiste’molojik kopuşu temsil eden yeter’o’hapis yaklaşımını göstermiş bulunduk.

Deniyor ki, işlenen suçların sayısında patlama olmuş; motorsikletli çeteler saldırıp adam dövüyormuş sokak ortasında, kameralara baka baka cinayetler işleniyormuş. Bunun bizimle ne alakası var? Hapse girseler, her branştan suç uzmanları mevcut orada, eğitimlerini alıp master derecesinde çıkarlar hapisten. Madem toplumsal cinnet yaşanıyor, ona karşılık toplumsal cinayet eşitliği de sağlansın ki adalet yerini bulsun. Seni öldüreni sen de öldür, anında cezasını çeksin. Devleti uğraştırmaya ne gerek var?

Sonra, gerek Covid-19 sebebiyle olsun, gerek cezaevlerinde yer kalmadığı için olsun, pek çok kişi denetimli serbestlikten faydalanıyordu. Bu adamlar dışarıda iş bulmuş çalışıyor ve ekonomiye katkıda bulunuyor. Kimi de çoluk çocuğa karışmış. Şimdi bunları alıp tekrar hapse mi tıkalım! El infaz-düzeltiyorum- el insaf!

Diğer bir husus, bizi çevre ve yeşil düşmanı ilan eden belli çevreler var. El insaf vel iz’an! Yahu biz çevrecinin daniskasıyız. Sadece Türkiye’de değil, dünyada çevresini bizim kadar düşünen oldu mu acaba? Bizim çevrede olup işe, makama, ballı maaşlara erişmeyen kaldı mı? En işe yaramaz adamlarımıza bile bakanlık, milletvekilliği, olmadı, müsteşarlık, genel müdürlük ve belediye başkanlığı gibi payeler verdik. Hiç vermediysek, bir kurumda yönetim kurulu üyeliği veya icra kurulu üyeliği dağıttık insanlara. Oturduğu yerden dördüncü-beşinci maaşını alanlar var.

Herkese memurluk verilmez, kendi işini yapan adamlarımız da var. Onlara yağdırdığımız ihaleler gırla... Hayır efendim, bu yöntemle para kazanmak isteyenlerin parasının olması da şart değil. Parası yoksa kendisine borç veriyoruz. En kötü durumda kendisine kefil olup kredi almasını sağlıyoruz. Borç dediğime bakmayın, ödemiyorlar o borcu. İhalelerimizde geçiş/kullanım garantisi verdiğimiz için aslında onlara biz düzenli ödemeler yapıyoruz. Düzenli deyince sabit taksitler gelmesin aklınıza, düzenli bir şekilde artan oranlarda ödemeler yıllar boyu sürüyor.

Yeşil düşmanı olduğumuz konusu da tamamen bir kuru iftira! İftiranın bile kurusunu değil yaşını tercih eden bizler için çok ağır bir itham! Yeşil'i ne kadar sevdiğimizi Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelere sorun. Körfezden ülkemize akmasını istediğimiz, yeşil renkli bir tedavül aracı olan ağaç türevi bir ürünü almak için attığımız taklalar, müfterilere en güzel cevap olacaktır.

Link: 

Öne Çıkan Yayın

Gözlükler

  İbrahim Özdabak Karikatürü   “Artık önümüzü göremiyoruz” sözünü ilk duyduğunuzda aklınıza: “Tabii canım, nasıl adım atacağımızı şaşırdık...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İlgili Diğer Yazılar: