Eskiden toplum nezdinde itibarlı bir makam-mevkiye gelmek
veya rahat bir hayat sürmeye yetip artacak kadar maaş alınabilecek bir işe
girebilmek için sahip olunması gereken şeyler listesi değişti. Düzeltiyorum,
güncellendi. Bilgi/eğitim, birikim, tecrübe gibi edinilmesi zor ve uzun vakitler
alan kıstaslar artık geçer akçe değil. Ne geçiyor derseniz, kara gün ile
dostluğu herkesçe malum olan ak akçe ve bir dil olarak da “AKçe” epey prim
yapıyor. AKçe diliyle yazılmış bir referans (torpil diye de bilinir) mektubu
olmadan, günümüzde bırakın itibarlı makam mevkileri, sıradan da olsa bir
mevkiye gelmek veya zaruri ihtiyaçlarını karşılayacak kadar maaş alabilmek çok
mümkün değil. Bu mektuplar genelde “selam ve dua ile” kalıbı ile biter.
Vesayet Bitti
Eşini, çocuklarını, bütün ailesini ve akrabalarını,
yönettiği üniversitenin kadrolarına yerleştiren rektörler sık sık haberlere
konu oluyor. Ne yapsınlar kardeşim, daha layık insan bulamıyorlar ki... Rektörlük
için profesörlük şartı da kaldırıldı, çok iyi oldu, temsilde adalet geldi.
Gerçi, o şekilde alınacak rektörler tedarik edildikten sonra tekrar
değiştirildi galiba. Kararnameler, kararnameleri düzelten kararnameler veya
düzeltilmiş kararnamelerde bazı düzenlemeler hakkında kararnamelerin bir ya da
birkaçında zannedersem bu hususlar geçti ama takip etmek için Kemal Gözler’e
sahip olmak gerekiyor. Merkez Bankası başkan yardımcılığı için tecrübe şartı
kaldırıldı. Madem bu bankanın adı Merkez, toplanıp gelebilsin herkes. Vesayet
bitti hamdolsun, pratisyen doktorların bile başhekim olabildiği bir memleket
olduk, daha ne olsun!
Eskişehir’de AKP milletvekilinin 26 yaşındaki oğlu, bir ay
önce üyesi olduğu THK’da il başkanı oldu, ortalık karıştı. Soruyorum,
Eskişehir’in plakası kaç, 26. Çocuk kaç yaşında, 26. Millet olmuş bir çengi,
iftirada denedi binbir rengi, göremedi buradaki ahengi! Vay efendim, o yaşta
insanların aklı bir karış havada olurmuş, nasıl yönetici olurmuş falan... Yahu,
hava kurumu bu, aklı havada olandan daha liyakatli biri olabilir mi bu iş için?
Kayseri’de İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerine atanan isimleri AKP il başkanı açıklamış
diye eleştiriliyor. Müjdeli haberleri paylaşmasın mı milletle? Ne güzel işte,
parti-devlet-millet elele...
Basit memuriyet mülakatlarında bile “reis denince aklınıza
ne geliyor?” ve “reis için ölür müsün?” gibi liyakat ölçen sorular soruluyor. Muhtemelen
bir Orhan Gencebay şarkısından ilhamen “bir aşk vardır bir gönülde, liyakat onu
seven deli gönlümde” veya ona benzer bir şey diyorlardır işe girenler. Bir
liyakat ölçüsü olarak aşk önemli. Aldığı ihalelerle gündeme gelen birisi,
“Erdoğan'ın dürüstlüğünü, yiğitliğini gördüm, gördükçe aşık oldum. Doğrusu
solculuk dönemimde Mevlana ile Şems’in arasındaki aşka anlam veremiyordum.
Tanıdıktan sonra gördüm ki, böyle bir ilahi aşk iki erkek arasında
olabiliyor” demişti.
ÖVER-REİS Makinesi
Formül çok karışık değil; baktın ki iş sakat, hemen içine
biraz riya kat, gelsin sana liyakat! Başımızın taçlı belası coronoavirüs
salgını boyunca iş yapamayan şarkıcılar, yiyecek ekmek bulamayacakları
hususundaki endişelerini dile getirdiler. Haşmetli devletimiz, kendilerine
youtube konserleri verdirmek suretiyle hem milletimizin moralini yükseltti, hem
de fakir-fukara ünlülerin aç kalmasına müsaade etmedi. İçlerinden biri Boğaz’da
lüks bir restoran açarak hayata tutunmaya çalışıyor. İşte o meşhur kişi demiş
ki “herkes Reis’le beş dakika geçirse keşke...” Seksen küsür milyon insanımızın
bunu gerçekleştirmesi çok mümkün değil. Diyorum ki, Reis ebatlarında ve onun
hatlarına sahip bir robot yapılsa, yapay zeka falan yüklense... Seri üretimle
çoğaltılan robotlar sokaklarda “Hanımların dikkatine: Över-Reis makinesi
ayağınıza geldi. Beş dakika görüşülür, övgüler alınır” sloganlarıyla
dolaştırılsa daha pratik olmaz mı? O beş dakikada isteyen Reis’i övsün, isteyen
Reis’ten övgü dinlesin...
Link: https://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/hanimlarin-dikkatine-over-reis-makinesi-ayaginiza-geldi_524420
Link: https://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/hanimlarin-dikkatine-over-reis-makinesi-ayaginiza-geldi_524420