Evvel zaman içinde, kalburüstü saray içinde, mutlu mesut bir hayat yaşayan bir aile yaşarmış.
Çoluğu-çocuğu, gelini-damadı, eniştesi-bacanağı ve
görümcesi-eltisiyle epey geniş bir aileymiş. O kadar mesudane
yaşarlarmış ki soranlara “Ailecek Harikalar Diyarında yaşıyoruz”
diyorlarmış. Masallardakine taş çıkartan binbir odalı sarayları varmış,
sumutisi, ejderi, ejderhası eksik değilmiş. Game of Thrones’ta bile
olmayan ejderhalar filolarında yer alıyormuş.
Bu ailenin reisi, aynı zamanda Atalet Momenti Hareketi ve Kuantum Partikülleri (AMHKP) genel başkanı Reisenberg’miş. “Kimin ilkesi ülkesi ise o tek başına küçük bir ülkedir” ilkesine uygun olarak kuantum fiziğinin temel prensiplerinden sayılan ünlü Belirsizlik İlkesini ülkesine uyarlamış ve ülke artık “Reisenberg’in Belirsizlik Ülkesi” olarak anılır olmuş.
Temel olarak Reisenberg’in hangi durumda nasıl davranacağı önceden tahmin edilemezmiş. Belirsizlik ilkesi kısaca şunu der: Reisenberg’in, konu ne olursa olsun, konumu bilinirken dönüş hızı, hızı bilinirken de konumu tesbit edilemez. Görüş beyan edeceği şeylerin konusu, o konularla ilgili vereceği komutu ve herhangi bir anda kullandığı konutu önceden bilinemezmiş. Bilindiği zannedildiği anda hoop, bakmışsın değişirmiş. Ülkesinin pek çok yerinde yazlık, kışlık, baharlık, geçiş mevsimlik gibi pek çok küçüklü büyüklü sarayı varmış.
Kararlarını genelde “Reismî Gaste” aracılığıyla ilân edermiş. Dün verdiği kararı bugün sabah iptal edebilir, öğlene kalmadan iptal işlemini de iptal edip yepyeni bir karar aldığını duyurabilirmiş. Meselâ, bedelini ödemek mukabilinde askerlik vazifesinden muaf olmak isteyen tebaasının bu talebini duyduğu anda parası olmayan kişilerin ölüme gönderilmesinin kabul edilemeyeceğini söyleyerek alkış almış, ama kısa bir süre sonra bedelli müjdesini kendisi duyurmuş. Bütün müjdeleri bizzat kendisi duyurur, kötü haberleri vezirlerine söyletirmiş. Bir veziri çıkıp amansız bir hastalığın ilâcını bulduk diye müjde verirken, sağlık veziri ise “bu hastalığın ilâcı yok, aman ha kendinizi rehavete kaptırmayın” diye uyarırmış. Bir konuda halkın tepkisi büyürse hemen kendisine bir suçlu bulup onu cezalandırırmış.
Dost ve düşman listeleri her an değişebilirmiş. Yıllarca desteklediği insanları bir anda hain ilân edebilir, kanlı bıçaklı olduğu insanlarla bir anda sarmaş dolaş hâle gelebilirmiş. Baş düşman dediği bir komşusu ertesi gün en büyük müttefiği olabiliyormuş. Başka bir komşunun ejderhası düşürüldüğünde emri kendisinin verdiğini söyleyerek gerilimi tırmandırmış ve komşusu ile neredeyse savaşma seviyesine gelmiş. Neyse ki, çok geçmeden komşusu ile birbirlerine muhtaç olduklarını söyleyerek kendilerinden özür dilemiş. Ejderhayı düşürenler, meğerse komşuları birbirine düşürmeye çalışan fesat şebekeleriymiş.
Her zaman her işlerinin çok iyi olduğunu anlatır, tehlikeden, krizlerden bahseden kişileri azarlarmış. Hemen akabinde ise atlatmış oldukları krizin büyüklüğünü nazara verip başarısının cesametini arttırırmış. Varlığından haberi olmadığı krizi ucuz atlattığını öğrenen ümmet şaşırıyormuş tabiî... Çok zengin oldukları için ihtiyaç sahibi komşulara sadâka dağıttığını söylemesi ile tulumbada su bittiği için vatandaşların pamuk ellerini cebe atmalarını istemesi aynı günlere denk gelebiliyormuş. Fiyatlar iki katına çıksa bile hayat pahalılığı yokmuş. İşyerleri kapanıp milyonlarca insan işini kaybettiği halde işsizlik azalmış olabiliyormuş. Cebindeki para ve yaptığı üretim değişmediği halde vatandaşların millî gelirinin çok daha yüksek olduğu ortaya çıkabiliyormuş. Reisenberg, vatandaşlarına sürpriz yapmayı sevdiği için ülkedeki belirsizlikleri sürdürdüğünü söylese de, Newton’cu yabancı yatırımcılar belirsizlikleri sevmedikleri için hızla ülkeyi terk ediyormuş.
Schrödinger’in kedisi gibi, bir kutu içerisinde olan vatandaş, kendisinin bir hain mi yoksa kahraman mı olduğunu, işsiz olup olmadığını, gelirinin yüksek mi yoksa düşük mü olduğunu bilememekteymiş. Kuantum mekaniği her iki durumun aynı anda geçerli olduğunu söylermiş. Reisenberg, kutudaki vatandaşların içini iki cümle ile rahatlatmayı düşünüyormuş: İlki “merak kediyi öldürür” ikincisiyse “açtırma kutuyu, söyletme kötüyü!”...
Harfiyat Kanyonu Ana Sayfası
Link: https://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/reisenberg-in-belirsizlik-ulkesi_522092
Bu ailenin reisi, aynı zamanda Atalet Momenti Hareketi ve Kuantum Partikülleri (AMHKP) genel başkanı Reisenberg’miş. “Kimin ilkesi ülkesi ise o tek başına küçük bir ülkedir” ilkesine uygun olarak kuantum fiziğinin temel prensiplerinden sayılan ünlü Belirsizlik İlkesini ülkesine uyarlamış ve ülke artık “Reisenberg’in Belirsizlik Ülkesi” olarak anılır olmuş.
Temel olarak Reisenberg’in hangi durumda nasıl davranacağı önceden tahmin edilemezmiş. Belirsizlik ilkesi kısaca şunu der: Reisenberg’in, konu ne olursa olsun, konumu bilinirken dönüş hızı, hızı bilinirken de konumu tesbit edilemez. Görüş beyan edeceği şeylerin konusu, o konularla ilgili vereceği komutu ve herhangi bir anda kullandığı konutu önceden bilinemezmiş. Bilindiği zannedildiği anda hoop, bakmışsın değişirmiş. Ülkesinin pek çok yerinde yazlık, kışlık, baharlık, geçiş mevsimlik gibi pek çok küçüklü büyüklü sarayı varmış.
Kararlarını genelde “Reismî Gaste” aracılığıyla ilân edermiş. Dün verdiği kararı bugün sabah iptal edebilir, öğlene kalmadan iptal işlemini de iptal edip yepyeni bir karar aldığını duyurabilirmiş. Meselâ, bedelini ödemek mukabilinde askerlik vazifesinden muaf olmak isteyen tebaasının bu talebini duyduğu anda parası olmayan kişilerin ölüme gönderilmesinin kabul edilemeyeceğini söyleyerek alkış almış, ama kısa bir süre sonra bedelli müjdesini kendisi duyurmuş. Bütün müjdeleri bizzat kendisi duyurur, kötü haberleri vezirlerine söyletirmiş. Bir veziri çıkıp amansız bir hastalığın ilâcını bulduk diye müjde verirken, sağlık veziri ise “bu hastalığın ilâcı yok, aman ha kendinizi rehavete kaptırmayın” diye uyarırmış. Bir konuda halkın tepkisi büyürse hemen kendisine bir suçlu bulup onu cezalandırırmış.
Dost ve düşman listeleri her an değişebilirmiş. Yıllarca desteklediği insanları bir anda hain ilân edebilir, kanlı bıçaklı olduğu insanlarla bir anda sarmaş dolaş hâle gelebilirmiş. Baş düşman dediği bir komşusu ertesi gün en büyük müttefiği olabiliyormuş. Başka bir komşunun ejderhası düşürüldüğünde emri kendisinin verdiğini söyleyerek gerilimi tırmandırmış ve komşusu ile neredeyse savaşma seviyesine gelmiş. Neyse ki, çok geçmeden komşusu ile birbirlerine muhtaç olduklarını söyleyerek kendilerinden özür dilemiş. Ejderhayı düşürenler, meğerse komşuları birbirine düşürmeye çalışan fesat şebekeleriymiş.
Her zaman her işlerinin çok iyi olduğunu anlatır, tehlikeden, krizlerden bahseden kişileri azarlarmış. Hemen akabinde ise atlatmış oldukları krizin büyüklüğünü nazara verip başarısının cesametini arttırırmış. Varlığından haberi olmadığı krizi ucuz atlattığını öğrenen ümmet şaşırıyormuş tabiî... Çok zengin oldukları için ihtiyaç sahibi komşulara sadâka dağıttığını söylemesi ile tulumbada su bittiği için vatandaşların pamuk ellerini cebe atmalarını istemesi aynı günlere denk gelebiliyormuş. Fiyatlar iki katına çıksa bile hayat pahalılığı yokmuş. İşyerleri kapanıp milyonlarca insan işini kaybettiği halde işsizlik azalmış olabiliyormuş. Cebindeki para ve yaptığı üretim değişmediği halde vatandaşların millî gelirinin çok daha yüksek olduğu ortaya çıkabiliyormuş. Reisenberg, vatandaşlarına sürpriz yapmayı sevdiği için ülkedeki belirsizlikleri sürdürdüğünü söylese de, Newton’cu yabancı yatırımcılar belirsizlikleri sevmedikleri için hızla ülkeyi terk ediyormuş.
Schrödinger’in kedisi gibi, bir kutu içerisinde olan vatandaş, kendisinin bir hain mi yoksa kahraman mı olduğunu, işsiz olup olmadığını, gelirinin yüksek mi yoksa düşük mü olduğunu bilememekteymiş. Kuantum mekaniği her iki durumun aynı anda geçerli olduğunu söylermiş. Reisenberg, kutudaki vatandaşların içini iki cümle ile rahatlatmayı düşünüyormuş: İlki “merak kediyi öldürür” ikincisiyse “açtırma kutuyu, söyletme kötüyü!”...
Harfiyat Kanyonu Ana Sayfası
Link: https://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/reisenberg-in-belirsizlik-ulkesi_522092