Organize İşler adlı bir Türk filminde geçen bir hikaye
vardır; hırsızlık, dolandırıcılık ve yan kesicilik gibi işleri kendine meslek
edinmiş olan bir çete, lunaparka götürme sözü ile kandırdıkları, akli
melekeleri yerinde olmayan bir genci tabuta koyarak omuzlarına alırlar ve
mahalle ortasında yürümeye başlarlar. Omuzlardaki tabutu gören mahalleli işi
gücü bırakarak cenazeye yardıma koşar ve sırayla tabutu omuzlarlar. Bu arada,
tabut taşıma işini devreden çete, tabutu yüklenenlerin ceplerini çaktırmadan
boşaltır ve oradan uzaklaşır. Bir yol ayrımına gelen mahalleli durur ve biri
sorar: “Kardeş bu cenaze nereye, hangi mezarlığa gidecek?” Herkes meraklı
gözlerle birbirine bakarken, tabutun içindeki delikanlı “lunaparka, lunaparka!”
diye bağırarak tabutun içinden çıkar. Ölünün hortladığını zanneden ahali can
havliyle kaçar. Boşalan ceplerinin yanında bir de hortlak korkusu caba
kontenjanından gelmiştir.
Filmde, tabut hikayesi kurgusunu hazırlayan kişi,
karşısındakine sorar “Seç oğlum Asım, tabutun içinde ölülerle deliler… Ya
tabutu taşıyanların içinde olacaksın ya tabutun içinde ya da bu işi organize
edenlerden... Ya sen nerede olacaksın oğlum?”
Şimdi gelelim 31 Mart belediye ve muhtar seçimlerine. Son
yıllarda her konuda aklına geleni söyleyen, söylediği hiç bir şeyden muahaze
edilmeyen ve bu haliyle sanki hükümete akıl ve daha ötesi yön veriyor gibi
görünen Doğu Perinçek seçim için "Bu seçim yalnızca belediye seçimi değil,
bir karar seçimi” dedi. Kararı sorulan Organize İşler’in Asım Noyan’ı gibi
milletimiz...
Cumhur ittifakının dilinden terör ve beka düşmüyor. Etkilemek
istedikleri vatandaşa “kaybedersek bizi yaşatmazlar” deyip korkutuyorlar.
Teröre demir yumruk indirdiğini ve terörü bitirdiğini iddia edip iftihar
edenler, seçim döneminde muhalif bütün partilere sızan terör mensuplarından,
seçimi kazandıkları takdirde sadece Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde bile 20 bin
tereristin iş başı yapacağından bahsediyor. Adama sormazlar mı, o kadar
terörist varsa siz terörü nasıl bitirdiniz, terörü bitirdinizse bu kadar mensup
nereden geliyor?
Her seçim ucundan azıcık koklatılıp sonrasında unutulan idam
meselesi var. Bu seçimde de yine aynısı oldu. Erdoğan, halk istiyorsa idamı
hemen getirebileceklerini, önüne idamla ilgili bir kanun düzenleme paketi
gelirse hemen onaylayabileceğini söyledi. Kanun çıkarmak için gerekli meclis
çounluğunu elinde bulunduran ve isterse bunu herhangi bir zamanda ve derhal
yapabilecek olan zevat bunu söyleyince garip oluyor tabi... Bu kadar tabut
muhabbetinin yapıldığını gören havuz kanalı durur mu? Hemen bir darağacı
göstererek halkın idam düzenlemesini beklediğini ve muhalefet partilerinden
birinin genel başkanının adını vererek onun da idamını istediğini söyledi ki,
imam-cemaat arasında bulunduğu söylenen fiilleri arasındaki orantıyı doğrulayan
bir şey olmalı.
16 bin kilometre ötemizde cereyan eden ve 50 kişinin şehadeti ile
sonuçlanan terör saldırısından sonra Çanakkale Şehitlerini anma toplantısında
Erdoğan Avustralya’ya hitaben “Dedeleriniz geldi buraya ve bizi gördüler. Kimi
ayaklarının üzerinde kimi tabutlarla geri döndü. Aynı niyetle gelecekseniz
bekleriz. Sizi de dedeleriniz gibi uğurlayacağız” dedi.
Seçim kazanmak için son zamanlarda tabutları gösterip halkı
korkutma, düşmanlara(!) “tabutlarla gidersiniz” diyerek atarlanma ve seçimleri
bir ölüm-kalım meselesi olarak görme... Kısaca bu seçimin ana temalarından biri
tabut görünüyor. Demokrasiyi sadece sandığa indirgeyenler sandığa da tabut
muamelesi yapmazlar inşallah. Sandık başına gidecek olan millet ve özellikle Ankaralılar
dikkat etsin, 31 Mart akşamında sandıklardan dinozorlu lunaparka götürecek bir
deli çıkmasın!