Teknolo-cinayetler |
Madenlerin işlenmesi, gündelik hayatı değiştirirken kılıç mızrak gibi savaş aletleri de yapılır oldu. Ateşli silahların keşfi mertliği bozduğu gibi aynı anda öldürülebilecek insan sayısını artırdı.
Zamanla, insanların bedenen yapabileceğinin çok üstünde hareket kabiliyeti olan, verimliliği yüksek makineler geliştirildi. Ulaşım imkânları arttı ve hızlandı. Tabii, bu ilerlemenin de olumsuz tarafı ölümlü kazaların artması oldu. İçten yanmalı motor ve elektrikli aletlerin fabrikalarda kullanılması, insanlığa seri üretimi getirdi ancak bunun da ızdırabını en çok, yeteri kadar güvenlik tedbirlerinin sağlanmadığı tesislerde, sağlıksız şartlar altında, köle gibi çalışan insanlar çekti.
Bilim ve teknik ilerledikçe silahlar da bundan nasibini alıyor ve öldürücü özelliği artan yeni silahlar dünyamıza katılıyor. Elektronik devrelerin ve robotik uygulamaların da tesiriyle, artık insanların oturduğu yerden ve sadece bir düğmeye basarak binlerce km uzaklıktaki mevkileri tahrip edebileceği bombalar ve füzeler, kitle imhasında kullanılan nükleer ve kimyasal silahlar var maalesef.
Güçlü ve ileri teknolojiye sahip silahlar, devletlerin resmî ordularında bulunuyor ve uluslararası bazı düzenlemeler, tarafların bu silahları ölçüsüzce kullanımını iyi-kötü, kısmen de olsa engelliyor diyelim. Çok bir işe yaradığı görülmese de, Birleşmiş Milletler denilen oluşum, ileri giden ülkeleri ıkına-sıkıla kınayabiliyor. Genelde ticari kaygıların ön planda olduğu ülke birlikleri, ortak tavır alıp uyarıda bulunabiliyor, haddini aşan ülkelere ticari müeyyideler uygulayabiliyor. Basın yayın araçları, internet ve sosyla medya sayesinde dünyanın herhangi bir yerinde karşılaşılan haberlere kolaylıkla ve ekserî canlı olarak takip edilebiliyor. Devletler, hükümetler ve beynelmilel türlü organizasyonları beklemeden ve kimi zaman onların takındığı tavırdan bağımsız bir kamuoyu gelişebiliyor. Bazı miletlerin öyle faal fertleri var ki, zalim ülkelere destek veren kendi hükümetlerine geri adım attırabiliyorlar.
Geçtiğimiz hafta İsrail, uzaktan ve aynı anda harekete geçirdiği patlayıcılarla HAMAS müntesibi olduğu tahmin edilen bazı kişilerin kullandığı çağrı cihazları ve telsizlerini patlatarak bir anda bütün dünyayı dehşet içinde bıraktı. Çok sayıda ölü ve yaralının olduğu bu operasyonu gerçekleştirmek için en az üç yıl öncesinden başlayan bir planlama ve organizasyondan bahsediliyor. İnsanlık dışı ve kalleşçe bir saldırı diyeceğiz ama çok daha kötülerini bile dünyanın gözünün önünde yapan İsrail’in utanacağını hiç sanmıyoruz.
Diğer bir enteresan gelişme de Çeçen yönetici Kadirov’un, Elon Musk’ın hediye ettiğini söylediği Tesla marka aracının uzaktan devre dışı bırakıldığını iddia etmesiydi. Musk iddiayı reddetti ancak akıllarda soru işareti bıraktı. Kamera ve sensörlerle dolu, bulut sistemleri ve internet ile desteklenen yazılımlarla çalışan bir aracı üreticisi de durdurabilir, sisteme sızan kötü niyetli korsanlar da. Hiç kimse müdahale etmese bile, bazı sistemler hatalı işlem veya güncelleme yüzünden devre dışı kalabilir, kendisinden beklenen davranışı sergileyemeyebilir.
Hayatımızın önemli bir kısmında üstümüzde taşıdığımız, içine binerek hareket ettiğimiz, evimizde, işyerimizde, sokağımızda bulunan ve hayatımıza dokunan, başka sistem ve yapılarla haberleşen cihazları kullanırken artık eskisi kadar cesur olamayabiliriz. Hiç kimse kendini tam olarak güvende hissedip bu teknolojik cihazları kullanamayacak. Kendi teknolojik cihazlarımızı geliştirmedikten sonra o güvenin gelmesini çok bekleyeceğiz gibi...
Link: https://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/teknolo-cinayetler_601695