YSK tarafından
ilan edilen seçim takvimine göre seçmen listeleri askıdan indirildi. YSK
sistemlerinden sorgulanıyor olsa da bu listeler muhtarlıklarda asılıyordu.
Velakin listelerin oluşmasına esas teşkil eden verilerin hareketi Nüfus ve
Vatandaşlık İşleri bünyesinde gerçekleşiyor. Sorusu “yapan satar, alan
kullanmaz, kullanan bilmez” olan bilmece gibi. Bu arada bilmecenin cevabını da söyleyeyim:
Tabut; insanların, kalbinde gizlediği duygularla yaşadığı hayatın sonunda kefen
içine sarmalanıp konduğu sandık. Bir tarafta da insanların kabinde gizlice verdiği
oyu sarmaladığı zarfı içine attığı sandık... Belki de seçimleri bir ölüm kalım
savaşı gibi görenler yüzünden bu metafor aklıma geldi, bilemiyorum.
Listeler
askılardan indi ama inmeden önce kafaları epey karıştırdı. En son yapılan genel
seçimlerde oy kullanmış olan yaklaşık 375 bin kişi bu seçimde yokmuş. Bu kadar
insan 5 ay içinde öldü mü, yoksa önceden ölmüş oldukları fark edildi de ondan
mı silindi, ıssız acun kaldı mı, imdi yürek yırtılır mı, bilmiyoruz tabi...
Kayıtlı nüfusundan daha fazla seçmen barındırdığı tespit edilen ilçeler oldu.
Nüfusu 5700 iken seçmen sayısı 5900 çıkmıştı. Allah’tan yanlışlığın farkına
varılır varılmaz hemen düzeltildi: şehrin nüfus tabelası güncellendi! Yeni
seçmen sayısına eşitlenmiş nüfus tabelası gibi küçük bir pürüz kaldı ama olsun,
az olmasından iyidir sonuçta. Hakkari’de bir haneye kaydedilmiş 1108 seçmenin göründüğü
yerler varmış, Üsküdar’da tek haneye kayıtlı 40, başka bir hanede 64 seçmen
çıkmış. Ankara’nın bazı ilçelerinde seçmen sayısı neredeyse iki katına
yükselmiş.
Dedelere sahip çıkalım!
Yüz yaşını
aşmış 7 bine yakın seçmen varmış tespit edilen... Bazısınn 165 yaşında olduğu
da ortaya çıkmış. Bazı gazetelerde “ölümsüzlüğün formülünü buldular” gibi
başlıklarla haber oldu. Dedelere sahip çıkmanın önemini, bir dönem fenomen
olmuş bir videodan hatırlıyoruz. Tek başına yaşayan yaşlı bir adamın evinde
çıkan yangın sonrası kendisiyle röportaj yapılan bir teyze gülerek “dedeye
sahip çıkalım, sokaklarda yatıyor” diyordu. Trajik bir olayı anlatırkenki komik
hareketleri sebebiyle akıllarda kaldı ve çokça paylaşıldı. Mahallede herkes
dedesine sahip çıksa, mahalli seçimler daha güvenli olacak demek ki.
“Seçmen benim gamlı yaslı gönlüme”
Tarlalara,
inşaatı bitmemiş binalara, metruk binalara, bazı ahır ve samanlıklara
kaydedilmiş seçmenler varmış. Adeta “seçmen benim gamlı yaslı gönlüme” denen
insanlara “gökyüzünde turna gibi gezende, baykuş gibi viran yurda konanda”
muamelesi yapılıyor. Tam bir ahır-saman fitnesi... Akrabalarını hep kendi evine
kaydetmiş biri, “spor salonundan faydalanmak için evime kayıt olan çok akrabam
var” demiş. O zaman, tarlaya kaydedilenlerin bitkisel hayatta yaşıyor
olabileceğini mi düşünelim? Peki ya samanlıklar? Onlar için de, iki parti bir
olup ittifak yapınca samanlık seçmenler için seyran olmuş denebilir belki. Farklı
bir latife gelmesin aklınıza lütfen...
Seçmen uçmaz,
siyasetçi uçurur derler... Tabi, bazı siyasetçiler önce sayısını uçurmayı
deniyor olabilir. Hayali seçmen ve uçmak deyince, önünde kocaman bir “S” harfi
olan bir süper kahraman olarak “Seçman” ya da okunuşu ile söyleyelim Seçmen
geldi. Vergileri bükebilen, teşvikleri coşturan, cezaları sildiren bir kahrman.
Seçimden seçime hatırlanan ve ömrü çok kısa olan bu kahraman için Cahit Sıtkı
Tarancı gibi şöyle diyebiliriz:
“N’eylersin
seçim herkesin başında
Oy attın,
uyanmadın olacak
Siyasetçinin
hayranlığı ne gözünde ne de kaşında
Sandıklar
akşama kapanmış olacak
Sonuçlar için herkes
televizyon başında
Bir günlük bir
kahramanlığın olacak
Bir taht
misali seçim sandığında”
Son olarak Dr.
Bekir Mutlu’ya ait “bir ilkbahar sabahı” şiirindeki gibi bitirelim:
“Bir ilkbahar
pazarı seçimle uyandın mı hiç,
Çılgın gibi
koşarak sandığa uzandın mı hiç
Bir his dolup
içine, uçuyorum sandın mı hiç
Geçen
seçimlere yazık, yazık etmişsin seçmen sen
Öyleyse hiç
seçmemiş, seçilmemişsin seçmen sen”