Fransa’da akaryakıt zammı başta olmak üzere, bazı şeyleri
protesto etmek için toplanan insanlar gösteriler düzenliyor. Gün geçtikçe daha
çok yerlere yayılan ve katılımcı sayısının arttığı bu gösterilerde
göstericiler, üzerlerine arabalarda acil durumlar için kullanılan sarı
yeleklerden giydiği için kendilerine fransızca “gilets jaunes”, ingilizce ”yellow
vests” ve türkçe “sarı yelekliler” deniyor. Ekonomik sıkıntılar temelli 42
maddeden oluşan istekleri var. Şimdilik akaryakıt vergilerine getirilen zamları
geri aldırmayı başarmışlar. Zamanlamanın manidarlığından tutun, dış mihrakların
işi olmasına kadar türlü türlü teoriler ortaya atılıyor. Fransız halk ozanları
muhtemelen şöyle bir türkü yakacaktır:
“Fransa’da
karıştı çarşı Pazar,
Yellow amman aman, yellow amman aman, sarı yelek
Meydanları
görmezler, gilets jaunes’i sevmezler
42 madde çok
olur, hepsini size vermezler
Mont Blanc
yüce dağ, altı mor sümbüllü bağ
Seine’i merhem diyorlar, Nice ki bu canım sağ”
“Sarı yelekliler” hareketi Fransa’ya mahsus kalmayıp sari
bir şekilde Belçika ve Hollanda gibi başka Avrupa ülkelerine de yayılmış.
Avrupa Birliği’ni tehdit eden bütün gelişmeleri ellerini oğuşturarak karşılayan
malum malul medyamız muhtemelen bu harekete “Avrupa Baharı” diyecektir.
Söylemesi biraz zor olduğundan “Avrupaharı” şekline dönüşecek ve ardından
“Avrupa Harı” denecektir. Diyelim ki, bütün komplo teorileri çürüdü ve Fransa
bu işi tatlılıkla çözdü. “Ne oldu Avrupa Harı” diye havuz medyamıza sorsak,
“Avrupa Harı demedim, Avro pahalı dedim...” cevabını verip işin içinden
çıkabilirler.
Beyaz Kefenliler
Sarı Yelekliler hareketinin ülkemize bulaşmasından korkuldu
da gözdağı verilmek mi istendi yoksa mahalli seçimlerin yaklaşmasıyla hasıl
olan milleti kutuplaştırma ve safları sıklaştırma ihtiyacı gibi bir hikmete
binaen mi yapıldı bilinmez, üstünden beş yıldan fazla zaman geçmiş olmasına
rağmen Gezi protestoları ile ilgili bazı kişiler hakkında (oyuncu Mehmet Ali
Alabora mesela) tutuklama kararları
çıktı, bazı davalar yeniden açıldı. Memet Ali Terör Örgütü ismiyle MEMATÖ diye
bir şey ilan edilse hiçbirimiz şaşırmayacağız galiba. 17 Kasım’dan sonra
Türkiye’de sarı yelek alanlara terörist muamelesi yapmayı teklif edenler oldu
çünkü. Ve hayır, bu Pazarola sayfasındaki “Pool”luk köşesinin parodi haberlerinden
biri değil. Sarı Yelek ile Gezi arasında bir ilişki kurmak zor değil. İddianame
şöyle yazılabilir mesela; “Gezi’nin en önemli sembollerinden birinin kırmızılı
kadın olması, sarı yeleklilerin rengi ile birlikte değerlendirilince
sarı-kırmızı renklerinin yanyana gelmesi ve bu renklere sahip bir spor
kulübümüzün Fransızca eğitim veren bir okul isminden gelmesi sonucu arada bir
iltisak oluştuğu...”
Aslına bakarsanız bütün bu gelişmeler ve uzunca süren OHAL
sonrasında sarı yelekliler benzeri bir hareketi Türkiye’de yapmak isteyen
kişilere giyecekleri kıyafet üzerinden
isim verilecekse “beyaz kefenliler” demek daha uygun olur herhalde.
Ekonomik OHAL Yetkisi
Meclis’e getirilen 71 maddelik bir torba yasada şöyle bir
madde var:
“Finansal sistemin bütününe sirayet edebilecek ölçüde
olumsuz bir gelişmenin finansal istikrar ve kalkınma komitesi tarafından
tespiti halinde, üye kurum ve kuruluşların yetkileri dışında alınması gereken
tedbirleri belirlemeye Cumhurbaşkanı yetkili olup ilgili bütün kurum ve
kuruluşlar belirlenen tedbirleri derhal
uygulamakla yetkili ve sorumludur.”
“Ekonomik OHAL yetkisi” vereceği tepkisiyle karşılanan bu
maddede şöyle bir ilginçlik var, tedbirleri belirleyen Cumhurbaşkanı olacak ama
ilgili bütün kurum ve kuruluşlar yetkili ve sorumlu tutulacak. Ayrıca kapsamı
ve süresi net değil diye eleştiriliyor.
Ekonomik OHAL deyince aklıma, “yeşil dolarlılar”
hareketinden sonra paralar için piyasaya çıkma yasağı ilan edildiği, süresi
artırılmış gözaltı torbalarına vatandaşın paralarının doldurulduğu bir şey
geldi...