Metrobüs araçlarının neden genelde siyah renkte olduğunu hiç
düşündünüz mü? Tamam, arada sarı renkliler de var (kimse sarımızı test
etmeye kalkmasın!) ama hepsinin de camları simsiyah filmlerle kaplı.
Çünkü içeride neler olup bittiğini bilmenizi istemiyorlar! Profesyonel
bir metrobüs binicisi olarak (evet, parasını vererek binenlerdenim),
kendisini sadece gazete haberlerinden veya televizyonlarda bir dönem
oynayan reklamından tanıyanlar için metrobüs hakkında “akbil”imsel
temellere dayanan müşahedelerimi takdim edeceğim.
METROBÜS, BİR KARA DELİK OLABİLİR!
Metrobüs, içeri girmek için bir solucan deliği bulunması gereken,
asfalt-zaman bükülmesi yaşatan, bilinen bütün kütle-hacim ilişkilerinin
içinde tersine çalıştığı bir araçtır. E-5 karayolundan gidildiğinde
saatler sürecek seyahatleri, içine girebilmeyi başaran yolcular için
oldukça kısa sürede aldırıp adeta bir bast-ı zaman yaptırır. Durakları
çok kalabalıktır, çevredeki bütün insanları kendine çeker. Metrobüs etki
alanı içerisinde alışılagelmiş olan beşeri münasebetlerin işlemediği
görülür. Kim kime, kuantuma… Bütün bunlara bakarak bir çeşit kara delik
olduğunu söyleyebiliriz.
NEWTON, KUANTUM, ATOM FİZİĞİ KANUNLARI ve METROBÜS
Kitle çekim kanunu: Kendine ayrılmış yolda hızlı ve
güvenli bir şekilde seyahat edeceğini düşünen kalabalık insan kitleleri
için cazibe merkezidir. Kitleler bu çekimden kaçamaz.
Newton’un hareket kanunları: Her itmeye karşılık ve
zıt yönlü bir itme meydana gelmektedir. Bir yolcunun üzerindeki net
kuvvet, adamın kütlesi ve dövmeli kolunun çarpımı ile ölçülebilir. Aman
diyeyim, herkese bulaşmayın!
Termodinamik Kuralları: Maksimum düzensizlikle sağa
sola dağılmış olan yolcular, minimum enerji durumuna geçerler ve
kımıldamaya bile artık mecalleri kalmaz. Herkes bulunduğu yerde çakılı
kalır, kimse kendiliğinden boşluklara doğru ilerlemez.
İdeal Metrobüs Denklemi: Yolcuları arasındaki çekme
ve itme kuvveti ihmal edilebilecek seviyede az olan metrobüslere ideal
metrobüs denir. Gerçekte ideal metrobüs yoktur. Düşük insan basıncı ve
yüksek oksijen bulunduğu durumlarda metrobüsler ideale yakın davranır.
P.V=n.R.T denklemi ile gösterilir. Formülü “vapur-tren kullan, metrobüse
bulaşma” şeklinde okuyanlar olduğu gibi “paran varsa ne rahat” diyen
fizikçiler de mevcuttur.
Heisenberg’in belirsizlik ilkesi: Boş koltuğun
konumu bilinirken insanların ona koşarkenki hızı ya da insanların hızı
bilinirken boş koltuğun konumu bilinemez. O yüzden sadece bir tane boş
koltuk seçin ve ona ulaşmaya çalışın.
Pauli’nin dışarılama ilkesi: En az beş durak sonra
inecek olan insanlar kapı önlerinde yığılıp kalır ve inen yolcuları
hızlı bir şekilde dışarı doğru iterek yeni yolcuların gelmesini
engeller.
“İzafİETT” Teorisi: Kalabalıktan ve dolu gelen
metrobüslere binememekten şikâyet ederek duraklarına boş bir metrobüs
gönderilmesini isteyen yolculara “İETT’nin durakları kameralarla
gözetlediği ve yoğunluğa göre araçları yönlendirdiği” şeklinde standart
bir cevap gönderilir. Yolcular ve sistem tarafından gözlenen
yoğunlukların -her nasılsa- aynı olmadığını ve İETT’nin izafi bir
yoğunluk kıstası kullandığını anlatan teoridir.
Hacmi ve dıştan görünüşü aynı kaldığı halde, yolculuk boyunca kütlesi
sonsuza doğru büyüyebilen metrobüslerin muamması hiçbir ölçü, kanun,
teori veya formülle açıklanamamaktadır. Keza içerisinden bir otobüs
dolusu yolcu indiği halde, içi bir kişinin bile adım atamayacağı kadar
kalabalık olmaya devam eden metrobüslerin gizemi çözülebilmiş değil.
Hatta, Kadir abi’nin “atom fiziğine de metrobüse de lanet olsun!”
diyerek istifa ettiği söyleniyor. Metrik sistemi altüst eden metrobüsü
Stephen Hawking görse, muhtemelen kuantum’a tövbe eder, fizikten elini
eteğini çeker ve kendini şiire, sanata verirdi. “Körükoğlu” mahlasıyla
şunu derdi herhalde:
“Bizden selam olsun Beylikdüzü’ne!
Çıkıp şu körüğe yaslanmalıdır
Yaslanıp da kitap okunmalıdır
Millet geldi tabur tabur dizildi
Beyaz Masa’ya şikayetler yazıldı
Metrobüs icad oldu metrik bozuldu
İETT artık ses vermelidir!”
Link:
http://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/hawking-gorse-metrobus-icad-oldu-metrik-bozuldu-derdi_457091