İbrahim Özdabak Karikatürü |
Kıymetli vatandaşlarım,
Bakıyorum, son zamanlarda ekonomik gidişattan şikayetçi olanların sayısı artmış. Birileri çıkıp aç kaldık diyor... “Ya, vicdansızlık yapma! Ne aç kalması, aç kalan falan yok!” dememek için kendimi zor tutuyorum. Adamın bugüne kadar midesi boş kalmamış ki, en ufak bir boşluğu aç kalmak zannediyor.
Türkiye’de neden kimse aç kalmaz biliyor musunuz? En ufak krizleri bile vatandaşımız fırsata çeviriyor da ondan... 12 Eylül İhtilali zamanında, maliyeti yüksek olan baklavayı sütlü nuriyeye çeviren tatlıcılar, 2022 yılında daha büyük bir başarıya imza atarak boş baklavayı icad etti. Tatlıcıları gören diğer esnafımız da boş durur mu, boş dürüm ve boş tostlar çıktı piyasaya. Esnaf da aç kalmadı, vatandaş da...
Boş iyidir, boştan zarar gelmez. Atalarımız ne demiş, “boşa gelen çekilir”. Bir japon atasözü de der ki “boş kırılır fesh içinde, kur korunur Yen içinde” Böyle bir söz olmadığını iddia eden olursa haindir, teröristtir, dış mihraktır. Yen, Japon para birimidir. Alın, size başka bir atasözü: “Akıl yaşta değil boştadır”. Boş tweet atın ki başınız ağrımasın manasına gelir.
İngilizce uzaya ne diyorlar, biliyor musunuz? Space, yani boşluk. Oraları boş bırakmaya gelmez. Hamdolsun, yakında uzaya adam da göndereceğiz. Uzay artık lüks değil. Bizden birileri, “reisin fezaisi” diyeceğimiz bir akıncı olmasın mı oralarda? Bu hiçbir şeyi beğenmeyen muhalifler, adına “uzayandaş” derler ama olsun. Bizden olsun, çamurdan olsun... Rastgele birini seçemeyiz, gri pasaportla Almanya’ya gönderdiğimiz bazıları gibi tutup firar ederse utandırır bizi. Ya da, ülkemiz hakkında ileri geri konuşup uzay ahalisine bizi rezil edebilir. "Bana sen uzaydan sitem ettikçe / Müttefiklerim elimden tutmaz / O yılan güçlere sakın inanma / Seneler geçse de mahkemeler unutmaz” diye şarkı söyler dururuz sonra.
Gerçi, ülkemizde bazı fiyatlar zaten uzaya çıktı; ayçiçek yağı fiyatları aya çıkmış neredeyse, "marsgarin" ve “domarstes” fiyatları Mars görevine hazırlanıyor, kiralar Merkür’e kadar yükseldi. Satürn’de halka var, satılık evlerimiz hitap etmiyor bizim halka... Dilim varmıyor fiyatını söylemeye, karpuzun kilosu ne öyle? Vatandaş da dilim dilim alıyormuş ya artık, pahalılıktan... Bunların biz de farkındayız ama inanın hepsi fırsatçıların suçu. Marketçiler, manavlar, ev sahipleri doymak bilmiyor.
Aslında bu meselelerin çözümü basit: Karpuzunu kendin ek, kimseye muhtaç olmadan ye, gitsin! Ev fiyatları ve kiraları TÜİK'e sordum, “o kadar büyük bir artış yok” dediler. Neyse, TÜİK falan dinlemeyip artıranlar var sonuçta. Vatandaş şikayetçi. Halbuki, bunun da çözümünde aynı mantık var: Evler nerede yükseliyor? Toprakta. Dışarıdan, hazır ev alacağınıza, oturun kendi toprağınıza ekin, büyütün. Daha tasarruflu oluyor. Meselâ, biz mevsimlik sarayda oturuyoruz, yazı var, kışı var, her gün orada geçmez. Ne yaptık, yazlık ayrı, kışlık ayrı olmak üzere iki saray daha inşa ediyoruz. Kışlık sarayımızın yanında bakanlar için yavru saraylar da ektik. Bakanlar gözlerini alamayacak büyüdüklerinde. Elâleme muhtaç kalsak daha mı iyi...
Kısa zamanda her şeyi çözeceğiz. Biraz sabır... Şöyle mi yapsak; en iyisi siz bir uyuyun, 6 ay sonra uyanın, çok farklı noktalara gelecek enflasyon. Ashab-ı Kehf gibi uyuyup Ashab-ı Keyf olarak uyanacaksınız. Rahat uyuyabilmeniz için ninni de söyleyeyim size:
“Zamlar dağladı beni
Fiyatlar ağlattı beni
Karpuzlar çıktı kelek
Derde bağladı beni
Uyu demeye geldim,
Kur’u düzeltmeye geldim
Vatandaş dövizin nerede
Merkez’e almaya geldim”
Link: https://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/ashab-i-keyf_564581
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetlendikten sonra uygun görülürse yayınlanacaktır. Genel ahlâka mugayir ifadeler, hakaretler veya spam türündeki muhtevaya sahip yorumlar, takdir edersiniz ki, yayınlanmayacaktır. Onun haricinde her türlü yorum yapabilirsiniz, yapınız hatta...