Değerli kardeşlerim,
Geçen gün bir haber gördüm, Belçika’da Laurent Simons adındaki 11 yaşında bir çocuk, Anvers Üniversitesi’nin 3 yıllık fizik bölümünü bir yılda ve en iyi dereceyle bitirmiş. İleride ne yapmak istediğini sormuş olmalılar ki cevaben “Hedefim ölümsüzlük. Vücutta mümkün olduğunca fazla sayıda parçayı mekanik parçalarla değiştirmek istiyorum. Bunun için bir yol hazırladım. Bulmacanın ilk parçası kuantum fiziği” demiş.
Öncelikle, gayretleri için kendisini ve ailesini takdir ediyoruz. Bakıyorum, ülkemizin eğitim sistemini eleştirmek isteyen mahfiller hemen harekete geçmiş, buradan bize saldırıyor. Bizim ülkemizde neden böyle çocuklar yetişmiyormuş, bu kadar yetenekli çocuk bizde olsa harcanırmış falan...
Hamdolsun, eğitim sistemimiz o kadar iyi seviyede ki, Laurent gibi binlerce çocuk var bizde, sayısı çok fazla olunca, haber konusu olmaktan çıkıyor, bizim için vak’a-yı âdiye yani. Şimdi diyeceksiniz ki, neden duymuyoruz, hani neredeler? Pek tabi, aileleri çocuklara nazar değsin istemedikleri için gizli tutuyorlar, biz de kendilerine saygı duyuyor ve açıklamıyoruz. Boğaziçi Üniversitesini 6 ayda komple bitiren biri var mesela, arayan Bulu’r...
Şimdi, bu kadar övülen Laurent ne yapmış, 10 yaşında üniversiteye girmiş. Yetenekli çocuklarımız için aynısını yapalım desek, yetenekli olup olmadıklarını anlayacak yetenekte bir kadro lâzım bize. O işi yapması beklenen insanlar maalesef eski Türkiye şartlarında eğitim gördüler. “Yahu, parasıyla değil mi, dışarıdan uzman getirsenize!” dediğinizi duyar gibiyim. Yurtdışından gelecek kişiler tahkim sigortası görmek ister, dahi çocuk sayısının garanti edilmesini ister... Neyse, olmadı bizim Alicengiz şirketi ile görüşürüz bu mevzuyu, bir şekilde çözerler.
Diyelim, dahi çocukları tesbit edip onlara sınıf atlatmaya başladık, bakanı, milletvekili, valisi, kaymakamı sıraya girip, “bizim oğlan da çok zeki, bilgisayarda oynayamadığı oyun yok”, “iki yaşında tableti çözdü, benden iyi kullanıyor” deyip çocuklarına iltimas geçilmesini istemeyecek mi? Müsteşarlar, hâkimler ve savcılar bahsetmiyorum bile. Sadece kendi çocukları için isteseler yine iyi, yeğenleri, kuzenleri ve komşuları için de “sınıf atlatılacak üstün zekâlı” belgesi almaya kalkarlar...
Sınıf atlatılan çocuklar çok mutlu olacak mı sanıyorsunuz? Atlatıldıkları sınıftaki diğer çocuklar yaş ve beden olarak daha büyük olacağından, yeni çocuklarla dalga geçip onları dövmeye kalkarlar, al başına belâyı! Hatırlarsınız, Atakan diye bir çocuk çıkmıştı haberlere, felsefe kitaplarını okumuş yorum yapıyordu. Ne oldu, kameraların odağı haline gelip eleştiri yağmuruna tutulunca devamı gelmedi... Yok kardeşim, kimseye haksızlık olmasın diye bütün çocuklarımızı aynı tornadan geçirmeye devam edeceğiz, kimse kusura bakmasın...
Meşhur Laurent’in okuduğu üniversite aklıma takıldı, adı Anvers. İngilizce “answers” kelimesi cevaplar demek. Dünyaya hava atmak için cevapları bu çocuğa önceden sınav sorularının cevaplarını vermiş olmasınlar? Biz, Belçikalıların ciğerini biliriz, ciğerini! Ne belli çakallık yapmadıkları?
Şükürler olsun ki, bizim kendi çocuklarımıza olan inancımız tamdır. Cumhurbaşkanı yardımcımız “Uçan araçlarda dünya liderliğine oynayan bir Türkiye olacak” sözleri ile bunu ifade ederken, Teknoloji ve Sanayi bakanımız da boş durmadı ve “Türkiye kendine inanmış, ufku samanyolu galaksisi kadar geniş, çalışkan gençleriyle uçan arabalarda da dünya liderliğine oynayacak. Nasıl ki insansız hava araçlarındaki başarımız şu anda bütün dünyanın dilindeyse, bütün yenilikçi alanlarda da gençlerimizle birlikte iddiamızı ispatlayacak başarı hikâyelerini yazacağız. Ufku samandan öteye geçemeyen muhalefet inansa da inanmasa da biz bu başarı hikâyelerini yazacağız. Bizim potansiyelimiz bunları yapmaya kadir, çünkü biz gençlerimize güveniyoruz” diyerek kendisini destekledi.
Eskiden, dışarıya doğru beyin göçü verirdik. Yetişmiş insanlarımız yurtdışına kaçardı. Şimdi bakıyoruz, sanal çiftliklerden tavuk, inek kiralatan, yumurtayı boyayıp millete 10 katına satan ve tosuncuk ismiyle bilinen dahi çocuk, kendi isteğiyle ülkemize geri geldi. Gümrükten bir liraya aldığı su yumuşatma cihazını, köylülere “benzin tasarruf cihazı” diyerek 72 liraya satan ticaret dehası vatandaş dahi yurtdışında yakalanmış, ama ilk fırsatta memleketine dönmek istiyor.
Böyle yetenekli çocuklar bizde olduktan sonra, şimdiye kadar uçak yapmamış olsak da, araba üretmemiş olsak da, uçan araba konusunda dünya lideri olacağız. Çatlasanız da olacağız, patlasanız da olacağız, böyle biline...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetlendikten sonra uygun görülürse yayınlanacaktır. Genel ahlâka mugayir ifadeler, hakaretler veya spam türündeki muhtevaya sahip yorumlar, takdir edersiniz ki, yayınlanmayacaktır. Onun haricinde her türlü yorum yapabilirsiniz, yapınız hatta...