Hamdolsun, gün geçmiyor ki biraz daha normalleşmeyelim.
Paraya taalluk eden işlerde normalleşmenin daha çok
görülmesine para-normal aktivite denir. Normalleşme dediysek normal
olanı değil tabi, yeni normalleşme. Son zamanlarda gerçekleşen ve bir
kısmı gerçeküstü-gerçekötesi anlamına gelen “paranormal” mahiyette
tezahür eden bazı örneklerine bakalım:
Bayram sabahı, döviz alım-satım işlemlerinde alınan verginin beş katına çıkarıldığı müjdesi geldi. Döviz almak isteyenler artık “gara gara” düşüneceklerdir. Zaten, para için normal olanı, kendi biriminde kalmak değil midir? Kurun normal seviyelerde kalması için yapılan böylesi müdahalelere “kura-normal” denir. Yok öyle düşük döviz alayım, yükselince satayım, keyfimce kuru yükselteyim! Ezanları susturamayacaklar, bayrağımızı indiremeyecekler! Kaçın kurasıyız biz! Bu ülkeye döviz lâzımsa onu da biz getiririz! Meselâ, Japonlarla bir swap anlaşması yapmak suretiyle ülkeye döviz getirebilirsek buna “sakura-normal” deriz her halde...
Şehir Hastaneleri
Kur, sakura, Japon derken akla şehir hastaneleri geldi. Malûm, arazisini devletin verdiği yere özel teşebbüs hastane kuruyor ve bunu devlete kiralıyor. Tabiî bu anlaşmaların tam şartları halktan gizleniyor, ama döviz üzerinden hesaplanan ve uzun yıllar sürecek bu ödemeler gün geçtikçe artıyor. Şairin dediği gibi “Bu şehir hastaneleri ki bir kaç misil bahalıdır, yek zengine mülk-ü Acem fedadır.” Meselâ Ankara Bilkent Şehir Hastanesi yıllık 289 milyon TL bedelle kiralanmaya başlamışken bugün ödenen kira tutarının bir milyar lirayı geçtiğini söylüyorlar. Devletin yerinde olsam vatandaşa şöyle derdim:
“Ben buna mecburum, sen bilemezsin.
Ödediğim parayı sır gibi tutuyorum.
Büyüdükçe büyüyor masraflar
Hasta garantisi vermişim, sen bilemezsin.
Hastanelerin içini senin vergilerinle dolduruyorum”
Yine bayram günlerinde aldığımız başka bir habere göre bazı yerlerde ümera, mera kullanımını paralı hale getirdi. Buna “mera-normal” diyebiliriz.
Dostavergi’nin “Ödül ve Ceza” romanında hep ceza olacak değil ya, biraz da ödüllerden bahsedelim. Bayramdan önceki gün, sokağa çıkma ve seyahat kısıtlamaları devam ettiği halde kahir ekseriyeti AKP öncesi yapılmış olan köprü ve otoyolların bayram süresince ücretsiz olduğu müjdesini aldık.
Gerçi o köprü ve yollardan geçmeyince zaten bir şey ödemiyorduk, ama olsun. Arabası olmadığı için oradan geçmeyen ve geçmediği için para da ödemeyen kişiler olarak galiba bize her gün bayram oluyor, neyse...
“Ada”m kaybetti
Bayram demişken, seksenli yıllara kadar resmî bayram olarak kutlanan 27 Mayıs yıl dönümünde para-normal birtakım aktiviteler olmadı değil. Adada 27 Mayıs darbesi yerden yere vurulurken darbenin mimarlarının rahmetle anılması, kucaklaşma ve birlik çağrısı yapan kişilerin kendilerine tabiî basın haricinde kimseyi oraya dâvet etmemesi enteresan oldu.
Betona gömdükleri Yassıada’nın adı “Demokrasi ve Özgürlükler Adası” oldu. Rahmetli Menderes bu hâlini görse “ada”m kaybetti derdi her halde. Ecdat gemileri karadan yürütüp fetih yaparken bugün denizleri doldurup üstünü inşaatlarla dolduruyoruz, buna da “kara-normal” diyebiliriz. İmar, inşaat deyip küçümsemeyin, virüsle mücadelenin ilk adımlarında konut kredilerini düşürmek suretiyle virüse attığımız tokat sebebiyledir ki bugün çok iyi durumdayız...
Link: https://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/para-normal-aktiviteler_521052
Bayram sabahı, döviz alım-satım işlemlerinde alınan verginin beş katına çıkarıldığı müjdesi geldi. Döviz almak isteyenler artık “gara gara” düşüneceklerdir. Zaten, para için normal olanı, kendi biriminde kalmak değil midir? Kurun normal seviyelerde kalması için yapılan böylesi müdahalelere “kura-normal” denir. Yok öyle düşük döviz alayım, yükselince satayım, keyfimce kuru yükselteyim! Ezanları susturamayacaklar, bayrağımızı indiremeyecekler! Kaçın kurasıyız biz! Bu ülkeye döviz lâzımsa onu da biz getiririz! Meselâ, Japonlarla bir swap anlaşması yapmak suretiyle ülkeye döviz getirebilirsek buna “sakura-normal” deriz her halde...
Şehir Hastaneleri
Kur, sakura, Japon derken akla şehir hastaneleri geldi. Malûm, arazisini devletin verdiği yere özel teşebbüs hastane kuruyor ve bunu devlete kiralıyor. Tabiî bu anlaşmaların tam şartları halktan gizleniyor, ama döviz üzerinden hesaplanan ve uzun yıllar sürecek bu ödemeler gün geçtikçe artıyor. Şairin dediği gibi “Bu şehir hastaneleri ki bir kaç misil bahalıdır, yek zengine mülk-ü Acem fedadır.” Meselâ Ankara Bilkent Şehir Hastanesi yıllık 289 milyon TL bedelle kiralanmaya başlamışken bugün ödenen kira tutarının bir milyar lirayı geçtiğini söylüyorlar. Devletin yerinde olsam vatandaşa şöyle derdim:
“Ben buna mecburum, sen bilemezsin.
Ödediğim parayı sır gibi tutuyorum.
Büyüdükçe büyüyor masraflar
Hasta garantisi vermişim, sen bilemezsin.
Hastanelerin içini senin vergilerinle dolduruyorum”
Yine bayram günlerinde aldığımız başka bir habere göre bazı yerlerde ümera, mera kullanımını paralı hale getirdi. Buna “mera-normal” diyebiliriz.
Dostavergi’nin “Ödül ve Ceza” romanında hep ceza olacak değil ya, biraz da ödüllerden bahsedelim. Bayramdan önceki gün, sokağa çıkma ve seyahat kısıtlamaları devam ettiği halde kahir ekseriyeti AKP öncesi yapılmış olan köprü ve otoyolların bayram süresince ücretsiz olduğu müjdesini aldık.
Gerçi o köprü ve yollardan geçmeyince zaten bir şey ödemiyorduk, ama olsun. Arabası olmadığı için oradan geçmeyen ve geçmediği için para da ödemeyen kişiler olarak galiba bize her gün bayram oluyor, neyse...
“Ada”m kaybetti
Bayram demişken, seksenli yıllara kadar resmî bayram olarak kutlanan 27 Mayıs yıl dönümünde para-normal birtakım aktiviteler olmadı değil. Adada 27 Mayıs darbesi yerden yere vurulurken darbenin mimarlarının rahmetle anılması, kucaklaşma ve birlik çağrısı yapan kişilerin kendilerine tabiî basın haricinde kimseyi oraya dâvet etmemesi enteresan oldu.
Betona gömdükleri Yassıada’nın adı “Demokrasi ve Özgürlükler Adası” oldu. Rahmetli Menderes bu hâlini görse “ada”m kaybetti derdi her halde. Ecdat gemileri karadan yürütüp fetih yaparken bugün denizleri doldurup üstünü inşaatlarla dolduruyoruz, buna da “kara-normal” diyebiliriz. İmar, inşaat deyip küçümsemeyin, virüsle mücadelenin ilk adımlarında konut kredilerini düşürmek suretiyle virüse attığımız tokat sebebiyledir ki bugün çok iyi durumdayız...
Link: https://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/para-normal-aktiviteler_521052
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetlendikten sonra uygun görülürse yayınlanacaktır. Genel ahlâka mugayir ifadeler, hakaretler veya spam türündeki muhtevaya sahip yorumlar, takdir edersiniz ki, yayınlanmayacaktır. Onun haricinde her türlü yorum yapabilirsiniz, yapınız hatta...