“Dolar 4, Euro 5, benzin 6” ile başlayan seriyi
herkesin kendi meşrebine göre bir 7 ile tamamladığı günlerde TÜİK
tarafından da bir adet “yedi” geldi. Açıklanan büyüme rakamlarımız tam
olarak yüzde 7,4 çıktı.
Ülke olarak büyüdük mü, dış mihraklar bize büyü mü yaptı, büyümeyi
tam anlamıyla neden hissedemiyoruz, enflasyon ve borçlarımız da
büyüdüyse aslında küçülmüş mü olduk gibi soruları iktisatçılara bırakmak
en iyisi. Vatandaş olarak ödediğimiz kira, pazar-mutfak harcamaları,
faturaların tutarı, giyim harcamaları ve kredi kartı ekstresi gibi
doğrudan hissettiğimiz rakamların büyüklüğü ile ilgileniriz daha çok…
Burada büyüme varsa, gerisi istediği kadar süslü rakamlardan oluşsun,
bir anlam ifade etmez.
KURLAR VADİSİ PUSU
Buğday, saman bile ithal eder duruma geldiğimiz ülkemizde pek çok şeyin fiyatı dövize endeksli olarak belirleniyor. Geçmesek de faturası bize yansıyan köprüler ve havaalanları, gitmesek de parasını ödediğimiz şehir hastaneleri hep döviz üzerinden fiyatlanmış durumda. Bunun farkına varan döviz kurları da entrikadan entrikaya geçişler yapıp gerilimi tırmandırma peşinde. Çünkü burası, kurlar vadisidir! Türk Lirası’nın bu karanlık ve puslu vadide bir yılda kaybettiği değer % 30’ları bulabiliyor. Cari açık milyarlarca dolara varabiliyor. Bu vadide dövizle borçlanmak hem kahramanlıktır, hem de ölümüne yalnızlık…
Pek sayın muhterem yetkililerimiz kur dalgalanmaları karşısında genelde iki şey yapıyorlar: İlki; hiç umursamıyor gibi davranıp kendiliğinden geçmesini beklemek. Bu arada yüksek kurdan şikâyet edenlere “elin kurundan bize ne?” derler, rezervlerimizin dolu olduğundan bahsederler. Döviz alacak kişilerin ellerinin yanacağını da söylemeyi ihmal etmezler. Bu da işe yaramazsa, dövizin bütün dünyada değer kazandığını, bizim paramızın düşmediğini anlatırlar. Kur belli değerleri aşınca da artık ikinci aşamaya geçerler; döviz alan kişileri vatan hainliği ile suçlayıp mevzuyu dış güçlerin ekonomimizi çökertmek için oynadıkları oyunlara bağlarlar. Kazan-kazan politikasına dayalı olarak Batı dünyası sıcak parasını ülkemize getirdiği zaman, kazanın doğurduğuna inanıp da, geçirdiği kazanın sonrasında ölen kazan haberi alınca kızan ve ardında komplo teorileri arayan bir anlayış…
Dolar hareketlenmeye başlayınca vatandaş şu türküyü söylüyor:
“Yine yeşillendi zındık dollar’ı
Zaten hep yeşildi, zındık dollar’ı
Dalgalanıyor yine, serbest kurları
Acep ne olacak, dolar alanın elleri?”
DOLARA KHK VEYA TORBA YASA ÇÖZÜMÜ
Merkez Bankası’nın piyasaya müdahale için döviz sürmesi veya “ekonomi çok iyi” diyen insanların sokaklara salınması gibi yöntemler biraz pahalı değil mi? Harikalar asrındayız, OHAL var, “Yasama bizde, yürütme ve yargı bizde, oğlan bizim kız bizim, kim neyi denetleyecek?” diyen iktidar sahipleri için konu bence bir KHK ile çözülebilecek basitlikte olabilir. KHK ile “bir dolar 0,75 TL olarak alınacaktır” dendiğinde kim itiraz edecek ki? Olmadı, bir torba yasa çıkarırsın, itiraz edenlerin kafasına da serbest pırasalarla vurursun… Bir dahakine düşünülsün derim…
Link: http://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/yine-yesillendi-zindik-dollar-i_457780
KURLAR VADİSİ PUSU
Buğday, saman bile ithal eder duruma geldiğimiz ülkemizde pek çok şeyin fiyatı dövize endeksli olarak belirleniyor. Geçmesek de faturası bize yansıyan köprüler ve havaalanları, gitmesek de parasını ödediğimiz şehir hastaneleri hep döviz üzerinden fiyatlanmış durumda. Bunun farkına varan döviz kurları da entrikadan entrikaya geçişler yapıp gerilimi tırmandırma peşinde. Çünkü burası, kurlar vadisidir! Türk Lirası’nın bu karanlık ve puslu vadide bir yılda kaybettiği değer % 30’ları bulabiliyor. Cari açık milyarlarca dolara varabiliyor. Bu vadide dövizle borçlanmak hem kahramanlıktır, hem de ölümüne yalnızlık…
Pek sayın muhterem yetkililerimiz kur dalgalanmaları karşısında genelde iki şey yapıyorlar: İlki; hiç umursamıyor gibi davranıp kendiliğinden geçmesini beklemek. Bu arada yüksek kurdan şikâyet edenlere “elin kurundan bize ne?” derler, rezervlerimizin dolu olduğundan bahsederler. Döviz alacak kişilerin ellerinin yanacağını da söylemeyi ihmal etmezler. Bu da işe yaramazsa, dövizin bütün dünyada değer kazandığını, bizim paramızın düşmediğini anlatırlar. Kur belli değerleri aşınca da artık ikinci aşamaya geçerler; döviz alan kişileri vatan hainliği ile suçlayıp mevzuyu dış güçlerin ekonomimizi çökertmek için oynadıkları oyunlara bağlarlar. Kazan-kazan politikasına dayalı olarak Batı dünyası sıcak parasını ülkemize getirdiği zaman, kazanın doğurduğuna inanıp da, geçirdiği kazanın sonrasında ölen kazan haberi alınca kızan ve ardında komplo teorileri arayan bir anlayış…
Dolar hareketlenmeye başlayınca vatandaş şu türküyü söylüyor:
“Yine yeşillendi zındık dollar’ı
Zaten hep yeşildi, zındık dollar’ı
Dalgalanıyor yine, serbest kurları
Acep ne olacak, dolar alanın elleri?”
DOLARA KHK VEYA TORBA YASA ÇÖZÜMÜ
Merkez Bankası’nın piyasaya müdahale için döviz sürmesi veya “ekonomi çok iyi” diyen insanların sokaklara salınması gibi yöntemler biraz pahalı değil mi? Harikalar asrındayız, OHAL var, “Yasama bizde, yürütme ve yargı bizde, oğlan bizim kız bizim, kim neyi denetleyecek?” diyen iktidar sahipleri için konu bence bir KHK ile çözülebilecek basitlikte olabilir. KHK ile “bir dolar 0,75 TL olarak alınacaktır” dendiğinde kim itiraz edecek ki? Olmadı, bir torba yasa çıkarırsın, itiraz edenlerin kafasına da serbest pırasalarla vurursun… Bir dahakine düşünülsün derim…
Link: http://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/yine-yesillendi-zindik-dollar-i_457780
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetlendikten sonra uygun görülürse yayınlanacaktır. Genel ahlâka mugayir ifadeler, hakaretler veya spam türündeki muhtevaya sahip yorumlar, takdir edersiniz ki, yayınlanmayacaktır. Onun haricinde her türlü yorum yapabilirsiniz, yapınız hatta...