Hollywood filmlerinde görmeye alıştığımız bazı klişeler vardır;
psikolojisi bozuk seri katiller, karmaşık düzenekleri aşmayı başararak
yapılan soygunlar, içlerinden geçilerek kaçılabilen havalandırma
sistemleri, içini ninja kaplumbağaların mesken edinebileceği, iki adam
boyu yarıçaplı kanalizasyon tünelleri gibi…
Bu vesile ile Birleşik Devletler’in alt yapı sistemlerinin ne kadar
gelişmiş olduğu, havalandırma, yangın söndürme gibi otomasyon gerektiren
sistemlerin, bilgi teknolojilerinin elverdiği bütün imkânlar
kullanılarak uzaktan ve merkezi olarak kontrol edildiği fikri bilinç
altına işlenir.
Ben bu filmlere baktığım zaman içlenirim. Çünkü insan hayatının
önceliklendiği bir hayat tarzının ifadesidir, malzemenin ve teknolojinin
en yenisi ve en kalitelisi kamu hizmetlerinde kullanılmaktadır. Aslına
bakarsanız, bu filmler kullanılarak dünya insanlarına da çeşitli
mesajlar veriliyor. Mevcut gündem konuları, ABD’nin ulusal çıkarları
veya küresel hesapları doğrultusunda gerektiğinde çarpıtılarak
yorumlanabiliyor. Vatandaşlarına “kuşa bak, kuşa” demek için, içine
gerçek askerî kaynak veya ulusal güvenlik uzmanı karıştırarak UFO
hikâyeleri yayıyorlar meselâ. “Selâm dünyalı, biz dostuz” diyen
uzaylıların filmleri çekilir ve gündem değişir.
Bizim ülkemizde gündem değiştirmek için bugüne kadar hep farklı
yöntemler kullanıldı.
Meselâ 34 sivilin vefat ettiği Uludere vak’asından
sonra, “Kürt açılımı, Kürt ajitasyonu… kürtaj… evet kürtaj!” şeklinde
bir akıl yürütme sonucu olduğu izlenimini verecek şekilde, gündem kürtaj
konusuna çekildi ve “her kürtaj bir Uludere’dir” denildi. Kahve
köşelerinin muhabbet değiştirme sözü olan “ne olacak bu Fenerin hali?”
sorusunun siyaseten muadili “bizim millî içkimiz ayrandır” olmuştur.
Sıkışık gündemlerin can simididir.
Küresel “riyaset” kulvarında yedi düvele karşı yarıştığımız şu
“ustalık” günlerinde, vizyonumuzla bağdaşır tarzda gündem değiştirme
faaliyetleri ihtiyacı ayyuka çıkmıştı ki, yüreklere su serpen iki
gelişme peşi sıra oldu. İlkinde, Orman ve Su işleri Bakanımız Veysel
Eroğlu “NASA da kim? Biz onlardan iyiyiz!” diyerek, 2023 hedeflerimize
yakışır şekilde tartışma düzlemini uzaysal koordinatlara taşıdı. NASA
ile karşılaştırılma ve NASA’nın buna adamakıllı cevap vermesi, ülke
çapında inanılmaz bir özgüven patlamasına neden oldu. Aradan daha bir
buçuk ay geçmişti ki, THY’nin Bodrum-İstanbul seferini yapan TK-2525
sefer sayılı uçağının pilotları, Silivri semalarında uçarken kuleye
“Üzerimizden 2 bin veya 3 bin feetten (600-900 metre) tanımlanamayan bir
cisim yeşil ışık saçarak önümüzden kat etti. Birdenbire kayboldu.
Muhtemel UFO diye tahmin ediyoruz” diyerek bir UFO raporu verdiler.
Önceki yıllarda köylülerimiz tarafından taşla karşılanan UFO’ya
nazaran, daha sağlam bir hikâyesi var. Bir kere, hemen öncesinde
zihinler uzaysal tartışmalara hazırlandı. Pilotların konuşmalarının
kaydı var ve aynı gün Muğla’nın Fethiye ilçesine tatile giden bir
vatandaş da aynı evsafa sahip bir cisim gördüğünü söylemiş.
Turizm konusunda ciddî sıkıntı çektiğimiz bu günlerde bu haber çok
umut verici duruyor. Arkasında “yaklaşma UFO’lursun, geçme pişman
olursun” yazıyor mu, henüz bilmiyoruz, ama o yeşil rengiyle millî
sıfatını sonuna kadar hak ediyor bana göre. Silivri gibi “derinliği”
meşhur bir konumda görülmesi de kaynağının yerli olduğu hakkında
yeterince fikir veriyor. İktidar partisi bir sonraki seçimlere
“Hamdolsun, ilk yerli ve millî UFO’muz göklerde; filmdi, gerçek oldu”
yazılı pankartlarla girerse hiç şaşırmayacağım. Kayıtlara geçen yerli ve
millî ilk UFO’muz vatana millete hayırlı ve uğurlu olsun, bol bol
turist getirsin inşallah.
Yerli ve millî bir UFO kavramı ister istemez, çalışmayan uzay
gemisinin yokuştan vurdurulması, akşam gemiden inerken kara kutunun
sökülerek elde eve taşınması, gemi arkası hayatın anlamına dair vurucu
arabesk ifadeler, “saatte kaç km yapabiliyor bu makine?” ve “çok mu
yakıyor?” gibi soruları akla getiriyor. Yani gündem değişikliği için
birebir, malzeme bol. Artık bu fikre odaklanıp Türk sinemasında da kendi
UFO’muzu işleyen yapımlar görebiliriz.
Benim şahsî fikrimi soracak olursanız bu yeşil cisim, yükselen yeni
sermayenin dayandığı yeşil renkli emlâk balonunu simgelemektedir.
Yükseklere çıktıkça basınç düşer, dış basıncı dengelemeye çalışan iç
basınç dayanamaz ve balon patlar. 20 bin fit seviyelerinde görüldüyse
vay halimize!
Link: http://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/yerli-ve-milli-ufo_398704
Yayın Tarihi: 30 Mayıs 2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetlendikten sonra uygun görülürse yayınlanacaktır. Genel ahlâka mugayir ifadeler, hakaretler veya spam türündeki muhtevaya sahip yorumlar, takdir edersiniz ki, yayınlanmayacaktır. Onun haricinde her türlü yorum yapabilirsiniz, yapınız hatta...